Türkiye genelinde 1248 çocuk üzerinde yapılan ‘Çocuklarda Besin Alerjileri Araştırması’nın sonuçları Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Besin Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Ayşen Bingöl tarafından açıklandı. 2 yılda tamamlanan araştırma Türkiye’de çocuklarda besin alerjisi kapsamında çarpıcı sonuçlar sunuyor.
Çocukların ve ailelerinin hayatları üzerinde büyük bir yük oluşturan besin alerjileri çocuklarda kıymetli sıhhat problemlerine yol açabiliyor. Bu kapsamda, Türkiye’de çocukluk çağı besin alerjilerinin özelliklerini ve risk faktörlerini pahalandırmak hedefiyle gerçekleştirilen çalışma çarpıcı sonuçlar sunuyor.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Besin Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Ayşen Bingöl öncülüğünde yürütülen Türkiye’nin en kapsamlı “Çocuklarda Besin Alerjileri Araştırması” 2 yılda tamamlandı. Çalışma, Türkiye genelinde farklı bölgelerde yer alan 26 üniversite ve eğitim araştırma hastanesinin pediatrik alerji kısmında tedavi gören 1248 alerjik çocuk üzerinde yapıldı.
Besin alerjileri en çok bebeklik periyodunda görülüyor
Besin alerjisinin hem çocuğun ve hem de ailesinin ömür kalitesini etkileyen değerli bir sıhhat sorunu olarak karşımıza çıktığını belirten Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Besin Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Ayşen Bingöl, araştırma sonuçları hakkında kıymetli bilgiler paylaştı:
“Ülkemiz genelinde çocuklardaki besin alerjilerinin özelliklerini araştırdık. Maksadımız, Türkiye’de çocukluk çağı besin alerjilerinin özelliklerini ve risk faktörlerini değerlendirmekti. Bu kapsamda 2 yılda tamamladığımız çalışmamız birinci defa tüm Türkiye sonuçlarını toplu halde görmemizi sağlıyor bu sebeple besin alerjisi konusunda epeyce yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin tüm bölgelerini içeren, 26 Çocuk Alerji Hastalıkları Merkezinin gönderdiği 18 yaş altı 774’ü erkek (62) ve 474’ü kız (38) olmak üzere toplam 1248 çocuğun sonuçlarını inceledik. Besin alerjisi hakkında çok kıymetli bilgiler elde ettik. Çocukların yaşları ilerledikçe besin alerjisi oranları düşüş göstermektedir. Besin alerjili çocukların yüzde 62,5 çoğunluğu 0-2 yaş grubundayken, yalnızca yüzde 2,2’si 13-18 yaş grubundaydı.
Elde ettiğimiz sonuçlara nazaran; besin alerjileri yalnızca kızarıklık, kaşıntı, döküntü üzere hafif belirtilere yol açmıyor, hiç de azımsanmayacak oranda (17,6) hayati risk oluşturan alerjik şok (anafilaksi) ile sonuçlanıyor” formunda konuştu.
Besin alerjileri ve alerjik şokun (anafilaksi) en değerli nedeni inek sütü
Çocuklarda en sık görülen besin alerjisi tipinin, inek sütü alerjisi olduğunu söz eden Prof. Dr. Ayşen Bingöl, “İnek sütü alerjisi oranının 0-2 yaş kümesinde yüzde 70,6 oranıyla dikkat çekerken 13-18 yaş kümesinde ise yüzde 25’e düştüğünü gözlemledik. Ayrıyeten ülkemizde inek sütü alerjisi çocukluk çağında anafilaksiden en sık sorumlu alerji tipidir” dedi.
Besin alerjili çocukların yarısında birden fazla besine alerji var
İnek sütü alerjisini sırasıyla yumurta, kabuklu kuruyemişler, buğday ve deniz eserleri alerjilerinin takip ettiğini belirten Prof. Dr. Ayşen Bingöl, besin alerjisi tipleriyle ilgili şu noktalara değindi:
“Besin alerjili çocukların yaklaşık yarısında birden fazla besine alerji gördük. Çocuk büyüdükçe süt ve yumurta alerjilerinin daha az görüldüğünü saptadık. İnek sütü alerjisi ve yumurta alerjisi olan çocukların yüzde 80’inin 16 yaşında bu besinlere karşı tolerans geliştirdiğini gözlemledik.
Ancak fındık, ceviz, antep fıstığı, kaju, yer fıstığı üzere kabuklu kuruyemiş alerjilerinin ise yaş büyüdükçe arttığını ve güzelleşme olmadığını saptadık. Ortadoğu ülkelerinde çok sık görülen susam alerjisinin ülkemizde de tırmanışa geçtiğini biliyoruz. Ülkemiz üzere susamın yetiştiği ülkelerde alerjik tepkiler daha yaygın ve şiddetli olarak görülebiliyor. Buna karşılık ülkemizde soya alerjisinin pek yaygın olmadığını görüyoruz.”
Sezaryen ile doğan bebeklerde alerji riski
Besin alerjilerinin en sık görüldüğü devrin süt çocukluğu yani doğumdan 2 yaşına kadar olan periyot olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşen Bingöl, çoklukla sezaryen ile doğan çocuklarda, erkek cinsiyette ve annede alerjik hastalık var ise, besin alerjisinin daha sık görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Ayşen Bingöl araştırmayla ilgili son olarak, çalışmalarının farkının ulusal bilgileri homojen bir biçimde temsil etmesi ve çok sayıda olay içermesi olduğunu belirterek, “Pediatrik alerjistler tarafından yürütülen araştırmamız toplumumuzda besin alerjisi özelliklerinin daha uygun bilinmesini ve bu sorun ile daha yeterli baş etmemizi sağlayacaktır” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
