Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve 2053 yılına kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü vermesi bu gayeye ulaşmak için çalışmaları da hızlandırdı.Net Sıfır gayesinde yüzde 25 hisse ile Sıfır Güç Binalar en değerli unsurlar ortasında yer alıyor. ZeroBuild Summit’22 Yöneticisi Dr. Gamze Karanfil; global ısınmayı yavaşlatmak, ülke iktisadına katkı sağlamak ve dışa bağımlı güç tedariğinden kaynaklı ulusal güvenlik risklerini azaltmak için Sıfır Güç Binalara yönelmenin gerekli olduğuna dikkat çekiyor.
Bugün iklim değişikliği telafisi güç bir düzeye ulaştı. Sera gazı emisyonları, bu krizin en değerli nedeni olarak gösteriliyor. Tüm dünya, sera gazı emisyonunu düşürmek için çeşitli siyasetler geliştirirken, Türkiye de Yeşil Mutabakat ve Paris Anlaşması’nı imzalayarak bu alandaki hassasiyetini ortaya koymuş oldu. Paris Anlaşması’na imza veren ülkeler, çoğunluğu 2050 yılında olmak üzere Net Sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Avrupa Birliği, 1990’a kıyasla 2030 yılına kadar net emisyonlarını en az yüzde 55 azaltmak ve 2050 yılına kadar “ilk iklim nötr kıta” olmak için çalışmalarını başlatmış durumda.
Emisyon pahaları azalmazsa büyük göç dalgaları yaşanacak
Peki, emisyonlar azalmazsa ne olacak? Bu soruyu ZeroBuild Summit’22 Yöneticisi Dr. Gamze Karanfil, “Küresel ısınmayı 1,5-2 derece ortasında tutmak üzere siyaset ve stratejiler geliştiriliyor. Global ısınma 2 dereceyi geçerse, dünya üzerinde büyük bir oranda çölleşme, mercanların yok olması, çok sıcakların yarım milyara yakın insanı etkilemesi, yüz milyonlarca insanın yoksulluk hududunun altına düşmesi üzere sonuçlar ortaya çıkacak” diyerek açıkladı. Bunlara besin güvenliği, biyo çeşitlilik ve ormanların büyük risk altında olacağını da ekleyen Karanfil, “Ayrıca bu tesirler büyük göç dalgalarına neden olacak. Ekonomiler bozulacak ve ömür zorlaşacak” ihtarında bulunuyor.
Enerji kaynaklı emisyonların yüzde 25’i binalar kaynaklı
Hem dünyada hem de Türkiye’de sera gazı emisyonlarında en büyük etkenin güç olduğunu hatırlatan Dr. Gamze Karanfil, güç tüketiminde en büyük hisseye sahip olan binalarda gerçekleşecek bir dönüşümün aciliyetine vurgu yapıyor. Türkiye’de güç kaynaklı emisyonların yaklaşık ¼’ünün binalar kaynaklı olduğunu belirterek, bu oranın bile iklim değişikliğiyle çabada Sıfır Güç Binaların değerini açık bir biçimde ortaya koyduğunu söylüyor. Dr. Gamze Karanfil, güç tüketiminin yalnızca etrafa değil iktisada de olumsuz etkilerine değinerek, “Ülkemizdeki cari açığın yüzde 70’i güçten kaynaklanıyor. Bu oran 2021 yılında daha da büyümüş durumda. TUİK datalarına nazaran 2021 yılı toplam ithalatımız 271,4 milyar dolar, toplam ihracatımız ise 225,3 milyar dolar. Ortadaki kolay manadaki fark 46,1 milyar dolar. Yalnızca güç ithalatı ve ortasındaki fark ise 42,1 milyar dolara ulaşmış görünüyor. Ortadaki farkın neredeyse yüzde 90’ı güç kaynaklı. Yani Sıfır Güç Binalar ile güç tüketimini düşürmek demek ülke ekonomimize de katkı sağlamak demektir” diyor.
Enerjinin tıpkı vakitte bir ulusal güvenlik problemi olduğuna da vurgu yapan Karanfil, “Doğalgazı yüklü olarak Rusya, İran ve Azerbaycan’dan, kömürü ise yüklü olarak Rusya ve Kolombiya’dan ithal ediyoruz. Yani güçte dışa bağımlıyız. Sıfır Güç Binalar ile güç tüketimini düşürmek ve dışa bağımlılığı azaltmak da mümkün” tabirlerini kullanıyor.
Değişim Buradan Başlıyor!
Geçtiğimiz iki yıl boyunca dijitalde gerçekleştirilen ve bu yıl birinci defa fizikî olarak 44. Yapı Fuarı TurkeyBuild İstanbul mesken sahipliğinde 23-26 Mart 2022 tarihleri ortasında düzenlenecek olan Milletlerarası ZeroBuild Summit’22’de husus tüm boyutlarıyla 16 oturumda 100’e yakın yerli ve yabancı konuşmacı ile ele alınacak. Bu yıl tüm paydaşlara “Change Starts Here! – Değişim Burada Başlıyor!” diyecek olan ZeroBuild Summit’22’ye dair tüm bilgilere ZeroBuildSummit ve ZeroBuildTürkiye toplumsal medya hesaplarından ulaşılabilir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
