DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Lideri Hüseyin Ovalı Şube İdare Konseyi ismine, bir bildiri yayınlayarak personel sınıfının memleketler arası birlik, gayret ve dayanışma günü olan 1 Mayıs Emekçi Bayramı’nı kutladı. Tüm çalışanları 1 Mayıs’ta meydanlara davet eden Ovalı, 60 yıldır emek demokrasi gayreti veren DİSK olarak personellerin insanca yaşama ve çalışma uğraşına devam edeceklerini söz etti.
DİSK/Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Lideri Hüseyin Ovalı, 1 Mayıs Emekçi Bayramı nedeniyle bir açıklama yaptı. Balıkesir Şubesi olarak 1 Mayıs’ı Edremit, Bandırma, Gömeç, Erdek ve Burhaniye ilçesinde 6 başka programla kutlayacaklarını belirterek tüm çalışanları 1 Mayıs Personel Bayramı’nı kutlamaya davet etti. DİSK’in 60 yıldır yılmadan, inatla ve ısrarla emek ve demokrasi uğraşı verdiğinin altını çizen Ovalı, “İşçilerin en büyük gücü emeği ve şuurudur. Eşit, adil, demokratik ve emekten yana bir toplumsal dönüşüm için daha kararlı, daha örgütlü, daha dayanışmacı bir çabayı daima birlikte öreceğiz. Yalnızca ekonomik kazanımlarımız için değil, demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebimizdeki ısrarlı ve kararlı duruşumuzla personel sınıfı gayretini büyütmeye ve bu acımasız tertip karşısında durmaya devam edeceğiz. Emeğimizden, Eşitlik ve Özgürlük Talebimizden Vazgeçmiyoruz! Haklarımızı ve Geleceğimizi Ezdirmeyeceğiz!” dedi.
Başkan Hüseyin Ovalı açılamasında şöyle dedi;
“1 Mayıs, 19. yüzyılda uzun çalışma saatlerinin kısaltılması için verilen çabanın sonucunda ortaya çıktı. O günlerde 1 Mayıs “8 saat çalışmak, 8 saat dinlenmek ve 8 saat canımızın istediğini yapmak” olarak tabir ediliyordu; bugün de dünya çalışanlarının birlik, uğraş ve dayanışmasının ismi oldu.
Kapitalizm Geleceğimizi Tüketmeye Devam Ediyor!
Varlığı çalışanın emek gücüne bağlı olan kapitalizm; insanlığın, tüm canlıların ve tabiatın geleceğini yok ediyor. Kamusal olan ne varsa parçalayan kapitalist sistemin, içinde bulunduğu yapısal sıkıntılar salgın ile bir arada daha da büyüdü ve kapitalizmin cilası yeterliden düzgüne dökülmeye başladı.
Yaşanan her kapitalist krizde olduğu üzere son salgın sürecinde de insanlık dışı çalışma şartları yaygınlaştı. Sermaye sahipleri personel sınıfı üzerindeki tahakkümünü artırıyor; çalışanları daha uzun, daha sıhhatsiz, daha teminatsız, daha ucuza çalıştırarak kârlarını koruyor.
Bu yüzden “Kapitalist sistemin son kullanma tarihi geçti! Bu sistemi değiştireceğiz!” diyoruz.
İktidar Emeği Ucuz, Ömrü Kıymetli Hale Getirdi!
İşçi Sınıfı; İşsizlik, Yoksulluk, Yüksek Enflasyon, Düşük Fiyat, Uzun Çalışma Saatleri ve Güvencesizlikle Ezilmek İsteniyor!
Haksız gelir ve servet transferleri ile eşitsizlik artarken demokrasinin lime lime edildiği, hukukun siyasallaştığı, insan hak ve özgürlüklerinin otoriter rejim altında ezildiği ülkemizde iktidarın yanlış iktisat idaresi ile yaygınlaşan ve derinleşen bir yoksullukla karşı karşıyayız. Ülkenin kamusal kaynakları bir avuç sermayeye peşkeş çekiliyor, varlıklarımız özelleştirme, kamu-özel işbirliği ve yap-işlet-devret projeleriyle elimizden alınıyor, geleceğimiz yok ediliyor.
Milyonlar İşsiz, Milyonlar Geçinemiyor!
İşsizlik, teminatsız çalışma ve sefalet artıyor. İşsiz sayısının 9 milyona dayandığı bir ülke olduk. Milyonlarca işçi açlık hududunun altında bir taban fiyatla çalışmaya mahkûm edilmiş durumda. Emekçi sınıfı artık temel besin gereksinimlerini dahi karşılayamayacak duruma geldi.
İktidar sahipleri, minimum fiyatın açlık hududunun altında olduğunu, raflardaki fahiş fiyatları, yüksek enflasyonu artık kabul ediyor lakin tahlil üretmiyor. Katlanarak artan vergiler ve tükenme noktasındaki alım gücü, başta bayanları, gençleri ve çocukları olmak üzere toplumun tüm kısımlarını yoksulluğun türlü halleriyle yüz yüze bırakıyor.
İşçilerin sırtından elde ettikleri nimetlerle her gün biraz daha palazlanan bir avuç sermaye sahibinin bilakis çalışanlar, insanca yaşamanın minimum şartları için gayret etmek zorunda bırakılıyor. Enflasyon, pahalılık, işsizlik, güvencesizliğin yanında makûs çalışma şartlarıyla iş güvenliğinden mahrum bir halde sıhhatlerinden hatta canlarından oluyorlar.
Sosyal güvenlik şemsiyesi ise delik deşik edilmiş durumda. Nitelikli, fiyatsız, kamusal sıhhat ve eğitimden bahsetmek artık çok sıkıntı; sıhhat da, eğitim de ticari hale gelmiş bulunuyor.
Kısacası; emekçi sınıfı, sermayenin çıkarları doğrultusunda kurgulanmış kapitalist sistemde hukuksuz ve keyfi bir biçimde türlü haksızlığa maruz kalıyor. Fırsat eşitliği, adil bölüşüm, cinsiyet eşitliği ve temel insan hakları bu sistemde yok; işsizlik, yokluk, güvencesizlik, kriz ve yasaklar var.
ANCAK BU BU TÜRLÜ GİTMEZ!
Çaresiz Değiliz!
Küçük bir azınlık için çoğunluğun hiçe sayıldığı bu sistemin ömrünü kısaltmak; çalışanların, işçilerin birlik ve dayanışma ekseninde çabayı yükseltmesiyle mümkün hale gelecektir.
İşçilerin en büyük gücü emeği ve şuurudur. Eşit, adil, demokratik ve emekten yana bir toplumsal dönüşüm için daha kararlı, daha örgütlü, daha dayanışmacı bir çabayı daima birlikte öreceğiz. Yalnızca ekonomik kazanımlarımız için değil, demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebimizdeki ısrarlı ve kararlı duruşumuzla personel sınıfı gayretini büyütmeye ve bu acımasız nizam karşısında durmaya devam edeceğiz.
Emeğimizden, Eşitlik ve Özgürlük Talebimizden Vazgeçmiyoruz!
Haklarımızı ve Geleceğimizi Ezdirmeyeceğiz!
Biz, 60 yıldır yılmadan, inatla ve ısrarla emek ve demokrasi gayreti veriyoruz. Belediye çalışanlarının insanca yaşama ve insanca çalışma uğraşını her türlü kuvvetli şarta karşın sürdürüyoruz.
Belediye şirket personeli arkadaşlarımıza Takım talebimizi bu alandan bir sefer daha haykırıyoruz. Belediye Şirket çalışanları yalnız ve haksız değildir. 696 Sayılı KHK Alt Patron şirketinde çalışmakta olan Arkadaşlarımızın problemlerini çözememiştir. Taşeron personeli Arkadaşlarımızı, Alt patron şirketinden, Belediye Şirket personeli yapmıştır.
Şirket çalışanı Arkadaşlarımız Takım alamadıklarını bildikleri için ise hala şaşkındırlar, bu oldu bittiyi kabul etmiyoruz. Örneğin 52 günlük devlet ikramiyesi hakları yoktur. Eğitim ve iş durumlarına nazaran gözetilmişlikleri yoktur. Bahsin tarafları olan sendikalarla tartışılmadan bir KHK ile oldu bitti olan bu atamaların yine düzenlenmesi ve TAKIM almaları gerekmektedir.
İşçi sınıfının birlik, çaba ve dayanışma günü olan 1 Mayıs; emekçilerin, işçi halkın, ötekileştirilen, yok sayılan tüm kesitlerin bir ortaya gelerek güçlerini tekrar hatırladıkları, daha çok güç kazandıkları ve onları görmezden gelenlere karşı emeğin hakları, demokrasi ve eşitlik taleplerini hasretle haykırdıkları umudun günüdür. Bugün, sömürü sistemine karşı gücümüzü göstermek, hakkımız olanı almak için geri durmayacağımızı, yılmayacağımızı ve vazgeçmeyeceğimizi bir defa daha -ama bu kere bizi yok sayanlara alanlardan, meydanlardan taşan varlığımızla- gösterdiğimiz gündür.
Zamlara, yoksulluğa ve sömürüye karşı 1 Mayıs’ta alanlardayız.
ARTIK YETER!
TALEPLERİMİZ YERİNE GETİRİLSİN
Sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir iş istiyoruz.
Sendikal hak ve özgürlükler önündeki pürüzler kalksın istiyoruz.
Hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik ve demokrasi istiyoruz.
Gelir adaleti, garantili iş, özgür toplu mukavele hakkı ve örgütlenme özgürlüğü istiyoruz.
Belediye çalışanları kamu çalışanıdır. Ayrımcılık son bulsun haklarımız verilsin istiyoruz.
Kadro ve ek tediye hakkımızı istiyoruz!
Asgari fiyat başta olmak üzere tüm fiyatların artırılmasını istiyoruz.
Eşit işe eşit fiyat istiyoruz.
Kamusal, nitelikli, parasız ve erişilebilir sıhhat ve eğitim istiyoruz.
Savaşsız, şiddetsiz bir ömür istiyoruz.
Ücretler üzerindeki vergi yükünün azaltılmasını istiyoruz.
6284 sayılı ailenin korunması ve bayana karşı şiddetin önlenmesi yasası uygulansın istiyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.
ILO’nun işyerinde şiddete karşı 190 sayılı kontratı onaylansın istiyoruz.
Doğanın talanına son verilsin istiyoruz.
Hukuksuz olarak işinden edilenler işlerine geri dönsün istiyoruz.
Çocuk işçiliğine son verilsin istiyoruz!
Emek, Adalet, Barış ve Demokrasi için Yaşasın 1 Mayıs’!
Yaşasın Köylüler, Yaşasın Çiftçiler, Yaşasın Esnaflar, Yaşasın Çalışanlar, Yaşasın İşçiler, Yaşasın Emekliler, Yaşasın DİSK!!! Yaşasın Genel-İş Sendikası!!!”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
