Dünya şampiyonu ulusal atlet İbrahim Çolak EÜTV’ye konuk oldu
Ege Üniversitesi mezunu başarılı ulusal jimnastikçi İbrahim Çolak, Ege Üniversitesi Televizyonu’nun (EÜTV) konuğu oldu. Son olarak Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de düzenlenen Artistik Jimnastik Dünya Kupası’nda gümüş madalya kazanan Çolak; İrtibat Fakültesi öğrencileri Hüseyin Demir ve Emircan Tuğra Yücel’in hazırlayıp sunduğu “Fairplay” isimli programda sıkıntıları yanıtladı.
Jimnastiğe başlama serüvenini anlatan İbrahim Çolak, “Her çocuk üzere ben de çok hareketliydim. Bundan ötürü babam beni spora göndermek istiyordu, ama amcam Erkan Çolak sayesinde jimnastikle tanıştım. 5 yaşında Şavkar Jimnastik Spor Kulübü’nde bu spora başladım. Yılmaz Göktekin, 5 yaşımdan beri antrenörlüğümü yapıyor. 22 yıldır tıpkı kulüpte birebir antrenörle çalışmaya devam ediyorum. Başarımda antrenörümle uzun yıllardır çalışmamın değerli tesiri var. Ortadaki bağlantı çok kıymetli. Bağlantı kuvvetli olursa bu da muvaffakiyete tesir ediyor. Antrenörümle ben, ailelerimizden çok birbirimizi görüyoruz. Ağabey-kardeş bağlantısı içerisindeyiz. Ortamızda bir sorun olsa bile kısa bir müddet içerisinde tahlile kavuşturabiliyoruz” dedi.
“Jimnastik salonu, oyun parkı üzere gelmişti”
Çocukluğunun idman salonlarında geçtiğini söyleyen Ulusal Atlet Çolak, “Jimnastik salonu, birçok çocuğun sevebileceği bir ortam. Esasen bana da birinci gördüğümde oyun parkı üzere gelmişti. Jimnastik sporuna çok severek başlamıştım. Yaşıtlarım ve daha birçok arkadaşım vardı. Eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Bütün gücümü jimnastik salonunda atabiliyordum. Şu an olduğum yerin hayalini o vakitler kurmuştum. Büyük hedeflerim vardı. Bilhassa Avrupa’da, dünyada ve Yaz Olimpiyatları’nda madalya kazanmak en büyük hayallerimdendi. Hayallerimden ikisine ulaştım. Jimnastiğe başladıktan sonra 19’uncu yılımda dünya şampiyonu oldum. 20’nci yılımda Avrupa Şampiyonluğu’na ulaşabildim. Yalnızca Olimpiyatlardaki madalya maksadım kaldı. Onun dışında çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa ve Dünya Şampiyonaları, Üniversite Oyunları, Yaz oyunları oluyor. Her yıl hangi karşılaşma varsa dönem başında kendime gaye koyarak çalışmalarda ona nazaran ilerliyorum. Antrenörlerimle birlikte bir programlama yapıyoruz. O yıl iki tane ana müsabaka varsa, bu ana yarışlarda tepe yapacak biçimde idman programı yapıyoruz” dedi.
“Amacımız jimnastiği ailelere tanıtmak”
Türkiye’de jimnastiğin isminin duyurulmasında Türkiye Jimnastik Federasyonu Lideri Suat Çelen’in büyük katkıları olduğunu belirten dünya şampiyonu sportmen Çolak, “Federasyon liderimizin kendisi de aslında başarılı bir jimnastikçiydi. Ona da buradan takviyeleri için çok teşekkür etmek istiyorum. Onun birinci gayesi, ülkemizin 81 vilayetine sporumuzu yaymaktı. Şu anda tüm vilayetlerimizde jimnastik sporu yapılıyor. Lakin bizim asıl maksadımız Türkiye’de bu sporu daha çok tanıtmak ve ailelerin sporun bu branşı konusunda daha şuurlu olmalarını sağlamak. Zira ne kadar çok aile jimnastiği öğrenirse o kadar çok çocuk jimnastiğe kazandırılır. Ne kadar çok çocuk jimnastiğe başlarsa, o kadar çok yetenek ortaya çıkar. Daha çok muvaffakiyet elde ederek jimnastiği daha da duyurmak ve onu daima göz önünde tutmaya çalışmak maksadımız. Muvaffakiyet elde etmemiz gerekiyor ki, yeteri kadar duyulsun ve konuşulsun” diye konuştu.
“Tokyo’da olimpiyat ruhunu yaşayamadım”
Tokyo Olimpiyatları’nın pandemi nedeniyle seyircisiz gerçekleşmesinin hayal kırıklığı yaşattığını söyleyen İbrahim Çolak, “Tokyo Olimpiyatları pandemiden dolayı seyircisiz oynandı. Hayalimdeki üzere bir olimpiyat olmadı. Tam olimpiyat ruhunu yaşayamadım. Bazen atlet, seyirciye gereksinim duyuyor. Onların tezahüratları ve alkışlamaları kişiyi daha çok motive ediyor. Kimileri da o gerilimin altında kalabiliyor ve onu aşamayabiliyor. Atletten atlete değişebilen bir durum. Fizikî olduğu kadar zihinsel olarak da güçlü olmanız gerekiyor. Bunun için de spor psikologlarından takviye alıyoruz. Ben biraz serinkanlı birisiyim. Çok elim ayağıma dolaşmaz. Bu vakte kadar edindiğim deneyimleri karşılaşmalarda mümkün olduğu kadar kullanmayı düşünüyorum” dedi.
Jimnastik literatürüne “The Çolak” hareketini kazandıran başarılı atlet, “Madalya aldığımızda ismimizi tarihe yazdırıyoruz evet ancak bir harekete ismimizi verdiğimizde gerçek manada ismimizi tarihe yazdırmış oluyoruz. Bu, hakikaten çok farklı bir his uyandırıyor. Bu türlü bir şeyi başardığım için çok keyifli oluyorum. Aldığım geri dönüşlerden dolayı bu hareketin ikincisini de yapmaya çalışmaya başlamıştım. Gençlerimiz de jimnastik konusunda çok hevesliler. Onlar da ‘Biz tıpkı muvaffakiyetleri yapabiliriz’ demeye başladılar. Buna inanmak aslında başarmanın en büyük etkenlerinden bir tanesi. Alttan gelenleri görüyoruz. Onlar da çok azimli ve hırslı bir halde çalışıyorlar. Yapmak istiyorlar, bir şeyler başarmak istiyorlar” dedi.
“50 saniyelik performans için yıllarınızı veriyorsunuz”
Jimnastikte başarılı olmak isteyen gençlere seslenen Çolak, “Jimnastik güç bir spor. Ancak spora başlangıcın en değerli branşı. Şunu söyleyebilirim ki hangi sporu yaparsanız yapın, yaptığınız işte dostluk ve arkadaşlık bağlarınız da kuvvetli olsun. Sizin muvaffakiyetinizin yanında karakterinizin de çok yeterli olduğunu herkese göstermiş olursunuz. Bu, yalnızca muvaffakiyet değil bir disiplin işi. Buna çok dikkat edin. Buna dikkat eden her vakit kazanır. Hiçbir şey kolay elde edilmiyor. Kendinize amaç koyup o maksatlara ulaşabilmek için birçok fedakârlık yapmanız gerekiyor. Yalnızca 50 saniye için bile olsa yıllarınızı vermeniz gerekiyor ki o amaçlarınıza ulaşabilesiniz. Birtakım branşlarda saliseler kıymetli. Bunun kıymetini kavrayabilen atlet zati gayelerine adım adım güçlü adımlarla ilerliyordur” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
