2021’de tedarik idaresinin şirketleri en çok zorladığı mevzu teslimat mühletleri
PwC ve Tedarik Zinciri İdaresi Derneği (TEDAR), 2021 Yeni Jenerasyon Satınalma Araştırması’nı Kriz Devrinde Tedarik İdaresi temasıyla gerçekleştirdi. 7 farklı bölümden iştirakçilerin yer aldığı araştırmaya nazaran; geçtiğimiz yıl tedarik idaresi, işletmeleri en çok teslimat mühletleri konusunda zorladı.
PwC ve Tedarik Zinciri İdaresi Derneği (TEDAR) iş birliğiyle gerçekleştirilen Yeni Kuşak Satınalma Araştırması’ndan; hem iş dünyası hem de satınalma başkanları için yararlı ve yönlendirici sonuçlar ortaya çıktı. 7 ana daldan kuruluşların katıldığı anket çalışması ile şirketlerin satınalma kısımları; organizasyonel yapılanma, karar düzenekleri ve kullanılan teknolojik uygulamalar üzere alanlarda değerlendirildi. İştirakçilere bu yılın teması olan “Kriz Devrinde Tedarik Yönetimi” ile ilgili sorular da soruldu.
Satınalma sürecinin nasıl geliştiğine ışık tutmayı hedefleyen araştırma; ‘endüstriyel üretim’, ‘enerji, altyapı ve doğal kaynaklar’, ‘taşımacılık ve lojistik’, ‘perakende ve tüketici ürünleri’, ‘otomotiv’, ‘sağlık’, ‘teknoloji, medya ve telekomünikasyon’ bölümlerinden iştirakçilerle gerçekleştirildi.
Pandemi periyodu, alternatif eser temininin değerini gösterdi
Araştırma, kriz periyodunda tedarik idaresinin kuruluşları en çok hangi mevzuda zorladığına da ışık tuttu. İştirakçilerin 70’i tedarik idaresinin işletmeleri en çok teslimat müddetlerinde zorladığını belirtirken, onu 68 ile değişken piyasa şartları takip etti. Dış ticaret idaresi ise 16’lık oranla kriz periyodunda işletmeleri en az zorlayan başlık oldu.
Katılımcıların 74’ü tedarik idaresinin kriz devrine alternatif ürün/hizmet temini konusunda hazır olması gerektiğini belirtti. Covid-19 salgını nedeniyle global ölçekte tedarik idaresinde yaşanan olağan dışı durumlara bakıldığında, alternatif eser ve hizmet temininin son derece değerli olduğu görüldü. Tedarik idaresinin krizlere hazırlanması gereken mevzular ortasında; değişen arz ve talep istikrarlarına nazaran stok idaresi 70 ile ikinci, kaynak bulma ve tedarik stratejileri 58 ile üçüncü sırada yer aldı. Dış ticaret idaresi ise 9 ile en son sırada.
PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı ve Tedarik Zinciri Hizmetleri Önderi Dr. İsmail Karakış, araştırmanın sonuçlarını şöyle kıymetlendirdi: “Pandemi sürecinde tedarik zincirinde yaşanan krizlerin işletmeler üzerinde büyük tesirleri oldu. Şirketlerin alternatifli tedarik zincirleri kurgularken, bu tedarik yapılarının esnek ve dirençli olmasının kritik değerde olduğunu gördük. Araştırmaya katılanların 78’ine nazaran satınalma kısmı, stratejik bir değere sahip. Kuruluşların finansallarına tesiri olan bir kısım. Bu oranın geçen yılkine çok yakın oluşu, bu hususun gelişime açık olduğunu gösteriyor. Ülkemizdeki satınalma ünitelerinin organizasyonel yapılanma konusunda gelişim alanı olduğu da çok açık. Ayrıyeten maliyetlerin düşürülmesi, bugün ve yakın gelecekte en öncelikli mevzular olarak karşımıza çıkmakla birlikte satınalma karar düzeneklerinde yer alan kriterler ortasına bu yıl birinci kere pandemi sürecindeki gelişmelerin de tesiri olarak değerlendirebileceğimiz doğrultuda etrafa hassaslık ve toplumsal sorumluluk kriteri 2’lik bir hisseyle ayrışarak girmiş durumda. Araştırmaya katılan kuruluşların 62’sinde rol ve sorumlulukları açıkça tanımlanmış bir kriz müdahale takımının bulunmaması, mümkün yeni krizlere karşı kırılganlık riskini ortaya koyuyor.”
Araştırmadan öbür değerli satır başları şöyle:
- Araştırmaya katılan kuruluşların yalnızca 24’ünde kategori bazlı stratejik ve operasyonel satınalma yapısı mevcut. Geçtiğimiz yıla nazaran bu oranda 1’lik güzelleştirme görülse de bu gelişmeye açık bir alan.
- Satınalma departmanlarının 33’ü Genel Müdür Yardımcısı /(CPO) düzeyinde yönetiliyor ve 65’i Genel Müdür / İdare Konseyi Başkanı’na raporluyor. Bu oranlar, geçen yıl sırasıyla 17 ve 51’di. Geçtiğimiz yılın sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, bu sene müspet istikamette bir güzelleşme göze çarpıyor.
- Katılımcı kuruluşların yalnızca 51’inde satınalma operasyonuna ait tarifli ve muhakkak net bir süreç bulunuyor. Bu oran geçtiğimiz yıl 44’tü. Bu hususta da güzelleşme kelam konusu.
- Katılımcı kuruluşların büyük çoğunluğunda (62) rol ve sorumlulukları açıkça tanımlanmış bir kriz müdahale grubu bulunmuyor.
- Katılımcı kuruluşların 37’sinde tertipli olarak gözden geçirilen, gerektiğinde güncellenen ve test edilen bir kriz müdahale planı bulunuyor.
- Her dört şirketten biri (25) mümkün bir krizde tedarik idaresi operasyon modeli için stratejinin etkileneceğini öngörüyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
