Öncelikle Hamas’ın “aniden“ vurduğu İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yargının yetkilerini kökten değiştirme teşebbüsü ülke demokrasisini tehlikeye atmıştı, anımsayalım. Ayrıyeten Netanyahu koalisyonda dini sağa o kadar çok alan açmıştı ki, ülkenin teokrasiye kayacağından bile telaş ediliyordu. Toplum o denli kutuplaştı ki İsrail istihbaratı (Shin Bet) bu durumu temel bir iç sıkıntı olarak tanımladı.

Önde gelen çok sayıda asker bu durumun İsrail’in askeri hazırlığını zayıflattığından telaş ediyordu. Mart ile Temmuz aylarında İsrail Hava Kuvvetleri yedek subayları eğitim saatlerine uymayı reddetmiş, helikopter eğitmen pilotları vazife için rapor vermemiş, özel kuvvetlerdeki etkin yedek subaylar ülkenin gidişatını protesto etmek için istekli olarak hizmet vermeyi kabul etmemişti. Yani İsrail’in Hamas saldırısınıa “hazırlıksız“ yakalanmasına bunları anımsayarak da bakmalı.

Filistinli Kümeler açısından

Her ne kadar Filistin İdaresi Başbakanı Mahmud Abbas, “Hamas tüm Filistinlileri temsil etmiyor“ diyerek kendisini farklı göstermeye çalışsa da Hamas saldırısı Filistinli kümeler ortasında, bilhassa de Batı Şeria’daki rakip Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile en azından bir birlik hissine yol açtı. Bu ortada FKÖ ile Hamas’ın ortasındaki rekabetin ikincisinin lehine değiştiğini vurgulamalı. Eylül’de yapılan bir kamuoyu yoklamasına nazaran Filistinlilerin yüzde 53’ü İsrail’e karşı silahlı bir direnişi destekliyor. Filistin İdaresi önderi Mahmud Abbas’ın oy oranı düşük, bir başkanlık seçiminde hem Batı Şeria hem de Gazze’deki Filistinlilerin birçok Abbas yerine Hamas önderi İsmail Haniye’ye oy vereceklerini söyledi. Daha da kıymetlisi, FKÖ Batı Şeria’daki güvenlik durumunun denetimini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Hamas’ın askeri başarısı, Batı Şeria’daki Arîn el-Usud, İslami Cihad ile Cenin Tugayları üzere öteki Filistinli militan kümelere da İsrail’e karşı çatışmaya girmeleri için ilham verebilir.

Suudi Arabistan’la olağanlaşma ne alemde?

İyi sayılmaz. Savaşın İsrail açısından en kıymetli sonuçlarından biri çok kıymet verdiği Suudi Arabistan’la olağanlaşma beklentilerinin geri plana düşmesidir. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Suudi-İsrail olağanlaşma görüşmelerinin suratına ait olarak “Her geçen gün daha da yaklaşıyoruz” demişti. Fakat İsrail-Hamas savaşı iki ülke ortasındaki olağanlaşma muahedesini ortadan kaldırdı, en azından şimdilik. Zira çatışmanın ortasında olağanlaşmayı sürdürmenin iç/bölgesel siyasi bedeli çok ağır olabilir.

Suudilerin tavrının tersine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrailli sivillerin maksat alınmasından ‘dehşete düştüğünü’ belirterek İsrail ile bağlantılarını iki katına çıkardı. BAE, güvenliğine tehdit olarak gördüğü Müslüman Kardeşler ya da Hamas üzere kümelere karşı sert bir tavır sergiliyor. Bunu da kaydetmiş olayım.

Tabii ki savaş, son yıllarda bölgesel güçleri yakınlaştıran, ekonomik entegrasyon ile altyapı gelişimine öncelik veren kırılgan tansiyonu azaltma sürecini sekteye uğratma tehdidi taşıyor. İbrahim Mutabakatları bu niyetin bir eseriydi esasen. En değerli soru İran’ın çatışmaya girip girmeyeceği, şayet girerse bunun kendi tercihiyle mi yoksa sürüklenerek mi olacağıdır. Tahran İsrail’le direkt karşı karşıya gelmek istemeyecektir kanımca.

Ancak daha uzun vadeli yapısal sıkıntılar var. Hamas’ın Filistin’in tartışmasız başkan örgütü olarak ortaya çıkmasının, 2006’da Lübnan Hizbullah’ında olduğu üzere kalıcı tesirleri olacak. Filistin İdaresi’nin yine güçlenmesi umuduyla Hamas’I denetim altında tutmayı siyaset haline getiren Kahire ile Amman’da tasa var. Mısır için İsrail’in Gazze’yi yeni bir işgali, hudutlarında faal bir çatışma manasına geliyor. Sina Yarımadası’ndaki istikrarsızlık, aşırıcılık, insan kaçakçılığı geçtiğimiz on yılın en değerli iç güvenlik meseleleriydi.

Mevcut savaş ya da kriz ortamının Türkiye ile Katar’ı ön plana çıkardığı bir gerçek. Her iki ülkenin de Hamas’la ayrıcalıklı bağlantıları var zira. Mali olarak da destekliyorlar. Arabuluculuk yapmayı teklif edebilirler lakin lekelenme ya da güçsüz görünme riskiyle karşı karşıyalar. Her iki ülke de Hamas’ı çok derecede şımartmakla suçlanıyor malum.

Savaşın ortaya çıkardığı başka sonuçlara yarın devam edelim…

7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas çatışmaları devam ederken, ABD Lideri Joe Biden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrailli yetkililerle görüşmek üzere Tel Aviv’e geldi. Netanyahu, takviyelerinden ötürü Biden’a teşekkür etti ve bölgeye barış getireceğini argüman etti.

“İSRAİL’İN GERİSİNDE DURDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER”

Netanyahu, “Askerlerin başını kestiler. Bu küçük çocukların korkusunu ve paniğini düşünün. canavarlar onların saklandığı yeri bulduklarında düşündüklerini düşünün. Hamas herkesi kaçırdı. İsrali Hamas’ı yenme konusunda birleştirmişti. Bu fecî tehdidi hayatımızdan çıkaracağız. Barış ve güvenliğin bölgeye yerleşmesi için elimizden geleni yapacağız.

Sizin üzere müttefiğin (Joe Biden) gerçek dostun bizimle durması… Sizle birlikte duruyorsunuz. Bu savaş sırasında ABD liderinin birinci ziyareti. bu çok etkileyici. Bütün İsrail halkı ismine size teşekkür ediyorum, bugün, yarın ve her vakit. Kişisel olarak dayanağınızı gösteriyor. Teşekkürler İsrail’in gerisinde durduğunuz için” dedi.

Biden ise İsrail’in Gazze’deki hastane saldırısını ‘patlama’ olarak nitelendirdi. İsrail’e takviyesini yineleyen Biden “Bu takviyesi net formda söz etmek için geldim” dedi.

Biden, hastane akınıyla ilgili “İsrail değil öbür taraf yapmış üzere görünüyor” dedi.

“HASTANE PATLAMASI ÖBÜR TAKIM TARAFINDAN YAPILMIŞ”

Biden’ın açıklaması şöyle:

“ABD’nin İsrail’in yanında olduğunu herkes bilsin. Hamas’ın hücumlarında binlerce insan katledildi, birçok insan rehin alındı. O denli dehşetli şeylere sebep oldular ki bunlar akıl dışı. Amerikalılar da sizinle tıpkı fikirde, telaşlı. İsrail akınlara karşılık verdi. Bu bence devam etmeli ki kendinizi savunmak için ne gerekiyorsa yapabilesiniz. Bunun olmasını temin edeceğiz.

İsrail kendini savunmak için ne gerekiyorsa yapabilir, bunun olmasını da temin edeceğiz. Hamas bütün Filistin halkını temsil etmiyor, onlara acıdan diğer bir şey getirmedi. Günahsız Filistinlilerin hayatını müdafaa ve kurtarma konusunda dikkatli olmalıyız, zira biz Amerikalılar bu türlü insanlarız. Şu da hatırlanmalı Hamas, Filistin halkını temsil etmiyor. Çok üzgünüm, çok sinirliyim Gazze hastanesindeki patlamadan ötürü. Asıl değerli olan sıkıntı hastanenin bombalanması anladığım kadarıyla öteki takım tarafından yapılmış, sizin tarafınızdan yapılmamış.

Filistin halkının hayat kurtarma tekniğini geliştirmeyi istiyorum. ABD olarak biz böyleyiz. İsrail’de olduğum için memnunum. İsrail halkına seslenmek istiyorum. Cüreti, kararlılığı sahiden etkileyici.”

]]> https://www.turkhaberajans.com/pentagon-sozcusunden-cileden-cikartan-aciklama/ Thu, 19 Oct 2023 03:01:32 +0000 https://www.turkhaberajans.com/?p=38631 Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, basın toplantısında, İsrail’in hava taarruzuyla vurduğu Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine ait soruları cevapladı.

İsrail’e tam dayanaklarını yineleyen Singh, yüzlerce sivilin öldüğü kaydedilen hastane taarruzuyla ilgili sorulara, bahse ait fazla bilgisi olmadığını belirterek kaçamak yanıtlar vermesi dikkati çekti.

Singh, ABD’nin İsrail’e verdiği askeri yardımlara hiçbir ön kural koşmadığına işaret ederek, “Kesinlikle İsrail’e, Gazze’deki Hamas’ı etkisiz hale getirmesi ve tesirli bir halde geri püskürtmesi için gereksinim duyduğu güvenlik sistemlerini veriyoruz. Bu, günahsız sivillerin öldürülmesi manasına gelmiyor.” diye konuştu.

“İSRAİL’İN ÇOK YETENEKLİ BİR ORDUSU VAR”

İsrailli yetkililerle yapılan görüşmelerde, savaş hukukunun desteklenmesinin mutlak gerekliliğini yinelediklerini aktaran Singh, “İsrail’in çok yetenekli ve profesyonel bir ordusu var. Gazze’de kullandıkları güvenlik yardımının da hakikat formda Hamas’ı maksat almak için kullanılacağına, tıpkı vakitte saf sivillerin insani yardım için gidebilecekleri alanlar aramasına imkan sağlanacağına inanıyoruz.” sözünü kullandı.

Singh, Gazze’de sivillerin gereksinim duydukları şeylere sahip olmalarını ve inançlı bölgelere tahliye edilebilmelerini sağlamak için İsraillilerle temaslarını sürdürdüklerini kaydetti.

Öte yandan İsrail’in Gazze’deki hastaneyi bombalaması konusunda Hamas’ı suçlayan Sözcü, Hamas’ın sivillerin bulunduğu yapıların içinde faaliyetlerini sürdürdüğünü savundu.

Singh, İsrail’in, saf sivillerin maksat alınmaması konusunda savaş hukukuna uyması gerektiğini düşündüklerini ve bu bahiste inançlarının tam olduğunu anlattı.

GAZETECİLERİN SORULARINI GEÇİŞTİRDİ

Sözcü, Hamas saldırısını öngöremeyen ve daha evvel de birçok insan hakları ihlaline neden olan İsrail ordusuna, ABD’nin neden bu kadar çok güvendiğini soran gazetecilere, “Uzun vadeli bir müttefikliğimiz var.” cevabını verdi.

Singh, Hamas’ın komuta merkezlerini hastane üzere binaların içine kurduğunu belirtirken, bunun üzerine gazetecilerin “Bunu gösteren bir kanıtınız var mı” biçimindeki ısrarlı sorularına da “Elimde bu türlü bir data yok.” yanıtını vermek zorunda kaldı.

Gazze’deki Sıhhat Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesini bombalaması sonucu yüzlerce kişinin öldüğünü bildirmişti.

İsrail-Filistin sınırındaki tansiyon evvelki gün sabah saatlerinde paramotorlu birliklerin hududu geçmesiyle tırmandı.

Drone taarruzuyla İsrail tankı patlatıldı. Dakikalar içinde 5 binden fazla roket atıldı.

İsrail hava savunma sistemi “demir kubbe” bu yoğunluktaki atağa karşılık veremedi, Tel Aviv dahil çok sayıda kente füzeler isabet etti.

Gazze sonundaki tel örgüleri dozerlerle yıkan bir küme hamas üyesi, İsrail yerleşimlerine girdi. 20 bölgede denetimi ele geçirdi. Çıkan çatışmalarda çok sayıda sivil öldü.

Onlarca İsrailli rehin alınarak Gazze’ye götürüldü. Hamas, ortalarında üst seviye askerlerin de olduğu rehinelerin tünellerde tutulduğunu açıkladı.

İsrail ordusu, Hamas’ın evvelki gün başlayan ve devam eden taarruzlarında ölen askerlerinin sayısının 57’ye yükseldiğini duyurdu.

İsrail ordu sözcüsü, sivillerin kaçırılmasını “savaş suçu” olarak niteledi.

Netanyahu hükümeti Hamas’a “savaş ilanıyla” karşılık verdi. Yedek askerler misyona çağrıldı. Gazze’ye hava harekatı düzenlendi.

İsrail istihbaratının Hamas’ın büyük çaplı ve yeterli koordine edilmiş hücumlarını nasıl göremediği de çok tartışıldı. İsrail’de bahisle ilgili soruşturma başlatıldı.

GAZZE’YE HAVA SALDIRISI SÜRÜYOR

Hamas’ın başlattığı “Aksa Tufanı” harekatına karşılık olarak İsrail uçakları Gazze’yi bombalıyor. Hava operasyonu gece boyunca sürdü. İsrail’in güney kentlerindeyse ordu, Hamas üyeleriyle çatıştı.

İsrail jetleri, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun intikam açıklaması sonrası gece saatlerinde Gazze’deki Hamas amaçlarını vurdu.

Bombardıman öncesinde 2 buçuk milyon nüfuslu kentin kıymetli kısmında elektrikler kesildi. Hamas, karşılık olarak İsrail kentlerine hakikat onlarca roket ateşledi.

GAZZE’DE HAMAS’A İLİŞKİN 120 MAKSAT VURULDU

İsrail ordusu tarafından yapılan yazılı açıklama, Yediot Ahronot gazetesinde yayımlandı.

Açıklamada, savaş uçaklarının gün uzunluğu (pazar) Gazze’nin kuzeydoğusundaki Beyt Hanun beldesi ve etrafında 120 gayesi bombaladığı belirtildi.

Onlarca ton roket atılarak gerçekleştiren akında Hamas’a ilişkin amaçların vurulduğu, bunların ortasında bir tünelin bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada Hamas’ın, Beyt Hanun’u İsrail’e karşı düzenlediği taarruzlarda üs olarak kullandığı tez edildi.

“BÖYLESİ BİR SAVAŞ GÖZ AÇIP KAPAYINCAYA KADAR BİTMEZ”

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Gazze’den İsrail’e yönelik hücumlara ait halka hitaben bir konuşma yaptı.

İsrail’in bugünlerde içerisinde bulunduğu gelişmelerin, geniş kapsamlı bir savaşın kesimi olduğunu lisana getiren Herzog, “Böylesi bir savaş göz açıp kapayıncaya kadar bitmez. Düşmanlarımız kıymetli ruhsal gayretler sarf ediyor; siber akın, gerçek olmayan imgeler ve raporlar yayınlayarak. Bunların tüm maksadı içimize dehşet ve tasayı salmak” sözlerini kullandı.

Herzog, “tartışmasız bir gerçek olarak, başarmanın dışında İsrail devletinin öteki bir seçeneğinin olmadığını” söyledi.

Rehavete kapılmamalarını isteyen Herzog, kendilerini sıkıntı günlerin beklediğini, “düşmana karşı birleşmenin ve tek yumruk üzere hareket edilmesi” gerektiğini kaydetti.

İSRAİL, MISIR’DAKİ VATANDAŞLARINDAN DERHAL ÜLKEDEN AYRILMALARINI İSTEDİ

Mısır’ın İskenderiye kentinde düzenlenen akının akabinde İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, Sina başta olmak üzere Mısır’daki İsraillilere ikamet müddetlerini kısaltmaları ve en kısa müddette ülkeyi terk etmelerinin tavsiye edildiği kaydedildi.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde İsraillilere yönelik ataklar düzenlenmesi konusunda tasaların olduğu söz edilen açıklamada İsraillilere, planlanan seferlerini tekrar gözden geçirmelerini, Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere seyahat uyarısı yapılan ülkelere gitmemeleri istendi.

Mısır’ın İskenderiye kentinde polisin açtığı ateş sonucu İsrailli 2 turist ile bir Mısırlının hayatını kaybettiği bildirilmişti.

Öte yandan Paris merkezli Hudut Tanımayan Gazeteciler örgütü, İsrail akınlarında iki foto-muhabirin öldüğünü bildirdi.

“750 İSRAİLLİ KAYIP”

İsrail basını çatışmaların başından bu yana en az 750 İsraillinin kayıp olduğunu yazdı.

Sabah saatlerindeyse Lübnan tarafından İsrail’e yönelik hücuma İsrail güçleri topçu atışlarıyla karşılık verdi. Lübnan topraklarındaki gayeler vuruldu.

ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR

İsrail içinde asayiş tam olarak sağlanamadı. İsrail ordu sözcüsü, ülkenin güneyinde durumun şimdi denetim altında olmadığını, çatışmaların sürdüğünü söyledi.

Gazze sonuna 15 kilometre uzaklıktaki Sderot kentinde silah sesleri ve patlamalar duyuldu. Hamas, rehin aldıkları İsraillilerin sayısının, “Netanyahu’nun düşündüğünden kat kat fazla olduğunu” argüman etti.

FİLİSTİN İSLAMİ CİHAD HAREKETİ, 30 İSRAİLLİYİ ESİR ALDIKLARINI SAV ETTİ

Lübnan’daki Hizbullah Hareketine yakınlığıyla bilinen Al Mayadeen Televizyonunun internet sitesi, Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahhale’nin açıklamasını yayımladı.

İsrailli askerler ve yerleşimcilerinden oluşan toplamda 30 İsraillinin İslami Cihat tarafından esir alındığını tabir eden En-Nahhale, İsraillilerin yalnızca Filistinli tutuklularla takas edilerek özgür bırakılabileceğini belirtti.

KASSAM TUGAYLARI, BEN GURİON HAVALİMANI’NA ROKET SALDIRISI DÜZENLEDİĞİNİ DUYURDU

Kassam Tugayları, Telegram’dan yaptığı yazılı açıklamada İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik taarruzlarının devam etmesine karşılık olarak, Ben Gurion Havalimanı’na roket saldırısı düzenlendiğini duyurdu.

Açıklamada ayrıyeten “Aksa Tufanı” kapsamında Askalan kentine de 100 roket atıldığı tabir edildi.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri de yaptığı açıklamada, Tel Aviv ve Askalan’ın roketlerle vurulduğunu belirtti.

Öte yandan, İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ülkenin orta kısmında “Büyük Tel Aviv”i de içine alan bölgede sirenlerin çaldığı belirtildi.

İsrail Kanal 12 Televizyonu da Gazze’den Askalan’a çok sayıda roket atıldığını doğruladı. Yediot Ahranot gazetesi ise Gazze’den atılan bir roketin Askalan’da bir binaya isabet ettiğini geçti.

İsrail tarafı, Ben Gurion’a yapılan saldırıyı ve roketlerin havaalanına isabet edip etmediğini şimdi doğrulamadı.

EL-KASSAM SÖZCÜSÜ: “YENİ BİR KÜME İSRAİLLİYİ ESİR ALDIK”

Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Hamas’a bağlı El-Aksa TV’de yayımlanan konuşmasında, “Tugay’a bağlı savaşçıların yeni bir küme İsrailliyi esir alıp Gazze Şeridi’ne geçirmeyi başardığını” söyledi.

Kassam Tugayları üyelerinin, esir aldıkları İsraillilerin kimilerinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü belgelediğini aktaran Ebu Ubeyde, esirlerin sayısına ait bilgi vermedi.

Kassam Tugayları güçlerinin hala İsrail’de bulunduğunu, birtakım kent ve Yahudi yerleşim yerlerinde çatıştığını belirten Ebu Ubeyde, Gazze’nin kuzeyindeki Mav’kiim Yahudi yerleşim bölgesinde şiddetli çatışmalara girdiklerini ve İsrail saflarında çok sayıda meyyit ve yaralı olduğunu tabir etti.

Ebu Ubeyde, Kassam’a bağlı silahlı güçlerin Gazze Şeridi’nin güneyindeki Sofo bölgesinde konuşlandığını ve İsrail güçleriyle çatışmalarının hala sürdüğünü bildirdi.

İsrail makamlarından Hamas tarafından ele geçirildiği belirtilen yeni esirlere ait şimdi bir açıklama yapılmadı.

Başbakan Netanyahu, muhalefet başkanlarını kurulacak birlik hükümetine takviye vermeye çağırdı. muhalefet partisi önderleri, bu süreçte farklılıklarını bir kenara bırakmaya hazır olduklarını açıkladı.

İkinci gününe giren çatışmalarda en az 700 İsrailli ile en az 413 Filistinli ömrünü yitirdi.

İSRAİL ASKERLERİ, LÜBNAN SONU YAKININDA KAZARA KENDİ ASKERLERİNİ VURDU

İsrail resmi haber ajansı KAN’ın ordu sözcüsüne dayandırdığı habere nazaran, Celil Garbi yakınındaki bir Yahudi yerleşim yerinde misyon yapan İsrail güçleri, denetim noktasına süratlice yaklaşan araca ateş açtı.

Daha sonra askeri aracın içindekilerin İsrail ordusuna bağlı askerler olduğu anlaşıldı. Hafif yaralanan İsrail askerleri tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı.

İsrail pazar günü, Hizbullah örgütünün İsrail işgali altındaki Şeba Çiftlikleri bölgesine kurduğu bir çadırı silahlı insansız hava aracıyla bombalamıştı.

Yine İsrail merkezli Yediot Ahronot’un haberine nazaran, pazar günü İsrail güçleri Gazze hududu yakınındaki Aşdod kentinde bir araca ateş açtı. İsrail güçlerinin dur ihtarına uymayan ve Gazze yakınlarından İsrail’in orta kısımlarına gerçek gitmek isteyen araçta öldürülen kişinin İsrail vatandaşı olduğu ortaya çıktı.