Cevap :
Sömürgeciliktir

Başkalarına hükmeden küme yahut ulusa sömürge gücü yahut emperyal güç denir, boyun eğdirilen ulus ise koloni haline gelir. Sömürge devletlerinin başka ulusları kendi ferdî çıkarları için sömürmek, kültürlerini, dinlerini ve eğitimlerini empoze etmek, kaynaklarını kullanmak ve hatta tahminen de oraya fizikî olarak yerleşmek için kullandıkları bu güç oyunu sömürgeleştirmedir.

Sömürgecilik global bir lise gibidir…

Ülkeler birinci etapta öteki ülkeleri nasıl sömürgeleştirdi?

1914 yılına gelindiğinde dünyadaki ülkelerin birden fazla Avrupa tarafından sömürgeleştirilmişti. Temel maksat, gezegensel bir üstün güç olmak ve dünyaya hakim olmaktı. Böylelikle İtalya, Portekiz, Yunanistan, İspanya, İngiltere, Almanya üzere birçok Avrupa ülkesi sömürgeler edinmeye başladı ve bu da dünyanın sömürgeci bölünmesine yol açtı.

Böylece Asya ve Afrika’daki ülkelerin birden fazla sömürge haline geldi. Avustralya, ada ülkesinden kimsenin kaçamaması nedeniyle İngiliz yetkililerin yerleşip burayı hapishane olarak kullanabileceği bir yerleşim kolonisi haline gelmişti.

Her şey, Avrupa uluslarının yeni ticaret yolları aramaya başladığı Keşif Çağı’nda başladı; Christopher Columbus ve Vasco Da Gama yeni topraklar keşfettiler. Bu Avrupalılar bu toprakları elde edebildiler zira yerli kabileler Avrupalılar üzere toprak sahibi olmaya inanmıyorlardı.
Avrupalılar yerli kabileleri yabanî, yamyam ve barbar olarak görüyorlardı; Avrupalılar ticaret kisvesi altında bu yeni toprakları işgal etmeye ve sahiplik argüman etmeye başladı.

Fetihleri, güya bunu yapmak Avrupa’nın ahlaki sorumluluğuymuş üzere, yerli halkı uygarlaştırmanın dini münasebeti ile ustalıkla gizlendi ve Hıristiyanlığın yayılmasına yol açtı.
Amerika ve Afrika’nın yerli kabileleri, bin yıl boyunca tabiat ögelerine taptıktan sonra zorla din değiştirip Hıristiyanlığı kabul etmeye zorlandılar; bu yüzden de dünyanın en değerli dinlerinden biri haline geldi.

Sömürgecilik Bir Lanet mi?

Sömürgecilerin ironik barbarca davranışları göz önüne alındığında: Kolonistler kolonilerindeki altyapıya, ticarete, tıbbi tesislere ve teknolojik gelişmelere yatırım yaptılar. Demokratik hükümet sistemlerinin kurulmasına ve okuryazarlığın yayılmasına yardımcı oldular lakin tüm bu yatırımlar mahallî halk için değil ; bizati kendi yayılmaları içindi.
Yerli kabilelere karşı din kisvesi altında büyük askeri operasyonlar yapıldı. İspanyol idaresi altında Hispaniola halkının sayısı 250.000’den 15.000’e düşürüldü . Afrika’da ve sömürgeciliğe karşı ayaklanmaya çalışan öbür kolonilerde de misal savaş aksiyonları görüldü.
Siyahi kölelik, ırkçılık, kölelik ve insanlık dışıydı ne yazık ki. Yerli halklar, bilhassa dünya savaşlarında “beyazlara” köle olarak satılıyor ya da savaşa asker olarak götürülüyordu. Beyaz kültür, eğitim ve din, siyahi halklara kendi istekleri dışında empoze edildi.
Sömürgeleştirmenin yalnızca topraklarında değil zihinlerinde de derin bir ruhsal tesiri oldu. Sömürgeciler, kendilerine olan hürmetlerini yok eden ve kültürlerini zehirleyen “beyazlara” kıyasla kendilerini aşağı bir ırk üzere hissettiler.

Afrika’da kölelik. Antlaşma, vintage kazınmış illüstrasyon(Morphart Creation)s

Hala Sömürge Olan Ülkeler Var mı?

Sömürgeciler ve koloniler ortasındaki sayısız savaşın akabinde, yirminci yüzyılda dünyayı kasıp kavuran bir sömürgecilikten kurtulma dalgası, birçok ulusu sömürge idaresinden kurtardı ve bağımsız kimliklerini kurdu. 1945’te Birleşmiş Milletler’in kurulmasının akabinde siyasi bir ihtilal tüm ulusların topraklarını korudu ve milletlerarası barışı korudu.

Ancak hâlâ Birleşik Krallık, ABD ve Fransa’nın sömürge idaresi altında olan 16 bölge var. Bu bağlara artık sömürgecilik ismi veriliyor. Bu bölgeler şimdi kendi kendini yönetmeyi başaramadı ve 2 milyon insanı sömürge idaresi altına alan NSGT Özyönetim Dışı Bölgeler olarak anılıyor.

Bölgeler ortasında Falkland Adaları, Bermuda, Cayman Adaları, Amerika Birleşik Devletleri Virgin Adaları, Cebelitarık, Fransız Polinezyası, Guam ve öbürleri bulunmaktadır.

Bu bölgeler yalnızca dünya haritasındaki küçük işaretler değil, aslında sömürgeciler için değerli ekonomik değere sahip. Cayman Adaları ve Bermuda, kişi başına düşen GSYİH’ye nazaran birinci on listede yer alıyor ve Guam kıymetli bir bölgesel güvenlik sağlıyor. Cebelitarık ve Falkland adaları diplomatik açıdan ihtilaflı olduğundan bu adaların sömürgeleştirilmesi zorlaşıyor.

Sömürgecilik, kısır ve açgözlü bir güç oyunundan öteki bir şey değildir. Fizikî sömürgecilikten kurtulmanın yanı sıra, sömürgelerin zihinlerinin de sömürgecilikten kurtulması da değerlidir; zira sömürgecilik, birçoğu kendilerini bu dehşetten ayırmakta zahmet çeken insanların hafızasını ve tavrını hâlâ etkilemektedir.

Tuzla’daki Aydıntepe Jandarma alanında 821 dönüm arazi üzerine kurulması planlanan Tuzla Millet Bahçesi yapılamadı. Yazıcı, buranın deniz görüntülü ve en büyük Millet Bahçelerinden biri olacağını sav ediyordu.

HALKIN ADASI TUZLA PROJESİ

Hayırsız Ada’yı en kıymetli cümbüş ve dinlenme alanlarından biri yapacağız argümanıyla yola çıkan Yazıcı, beş senin sonunda bu vaadini de gerçekleştiremedi. Belediyenin işletmesinde kullanıma sunulacağı belirtilen adaya güneş güçlü teknelerle ulaşılacağı da belirtilmişti.

BOTANİK ADA TUZLA PROJESİ

Tuzla’daki Kamil Abduş Gölü içersinde yer alan ve küçük bir adayı botanik ada yapma tezi da gerçekleşmedi. Yazıcı’nın ‘vizyon’ projesi olarak tanıttığı bu projede dinlenme alanları, yüzlerce bitki cinsleri ve etraf düzenlenmeleri yapacağı tez edildi. Beş yılın sonunda ‘vizyon projesi’ de gerçekleşmedi.

ŞİFA MAHALLESİ MEYDAN DÜZENLEMESİ

E-5 Karayolu kenarına, İstanbul’a giriş pozisyonunda bulunan bu proje için ‘İstanbul’a giriş pozisyonuna yakışır özellik ve büyüklükte bir kent meydanı yapacağız’ denilen proje hiç başlanamadı.

İSTASYON MAHALLESİ MEYDAN PROJESİ

‘İstasyon Mahallesinde 12 dönümlük alanda, içinde çocuk oyun alanları, yeşil alanlar, dinlenme alanları spor aletleri bulunan bir meydan kazandıracağız’ diyen Yazıcı, bu vaadini de gerçekleştiremedi. İstasyon Meydan Projesi de yapılamadı.

TUZLA BELEDİYESİ SPOR KOMPLEKSİ PROJESİ

Okan Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nün karşısına yapılması planlanan 30 dönümlük spor tamı de hayata geçmeyen vaatler ortasında. Yazı, beş senin sonunda bu vaadini de gerçekleştiremedi.

BEŞ YILDA 7 MİLYAR TL HARCADI

AKP’li Tuzla Belediyesi, beş senin sonunda 7 milyar 8 milyon 200 bin TL bütçe kullandı. 2020 yılında 345 milyar 400 bin TL bütçe ile başladı. Bu sayı 2021 yılında 397 milyon 800 bin TL oldu. 2022 yılında ise artan kurla birlikte devasa bütçe arttırımı yapıldı. 2022 yılına 489 milyon TL ile başlayan belediye, ek bütçe ile bir arada tam 982 milyon TL ile yılı kapattı. 2023 yılı bütçesi ise ek bütçelerle 2 milyar 327 milyon TL olan belediyenin son yılındaki bütçesi 2 milyar 956 milyon TL oldu.

SOSYAL MEDYA FENOMENLİĞİ OYNUYOR

İBB Başkanvekili ve Tuzla Meclis Üyesi DÜZGÜN Partili Akın Gürkan, Yazıcı’nın beş yıllık performansını Tuzla Belediyesi bütçesi görüşülürken şöyle eleştirdi:

Belediye Lideri Şadi Yazıcı bu ortada ne yapmakta, Ekrem İmamoğlu’na çatarak, davalar açarak, Ankara’ya hoş gözükerek sanki İBB Lider adayı olabilir miyim diye meslek planları yapmakta. Pekala, Belediye Lideri Sadi Yazicı bu ortada ne yapmakta, Sadi Beyefendi kamerayı tripota yerleştirip, Toplumsal medyada, bol bol klip çekip, Toplumsal Medya Fenomenciliği oynamakta…

Balcı’nın kullandığı skutere, hızlı olduğu sav edilen Muhammed Can Gülmez idaresindeki 07 BBS 63 plakalı araba çarptı. Kazada 2 arkadaş hayatını kaybetti, gözaltına alınan Gülmez tutuklandı. Antalya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sanık Gülmez 8 yıl 4 ay 22 gün mahpusa mahkum edildi. İstinaf mahkemesinin kararı onamasının akabinde evrak, Yargıtay’a taşındı.

FOTOĞRAFLARI AĞACA ASILDI

Mahmut Yağız Balcı ve Ada Kayahan, ailesi, yakınları, arkadaşları ve sevenleri tarafından kazanın 1’inci yıl dönümünde olay yerinde karanfiller ile anıldı. Ada ile Mahmut Yağız’ın isimleri ile fotoğrafları da bir ağaca asıldı.

Kayahan ailesinin avukatı Sevilay Sarıkaya, “Sanık birinci taksirle adam öldürme cürmünden 8 yıl 4 ay 22 gün ile cezalandırıldı. Bahis istinafa taşındı ve lokal mahkemenin kararının yanlışsız olduğuna, talebin reddine karar verdi. Evrak temyiz kademesinde, Yargıtay’da. İnanıyoruz ki Yargıtay da vereceği kararla diğer çocuklarımızın vefatına pürüz olacaktır” dedi.

‘UMARIM CEZALAR DAHA DA YAPTIRIMLI OLUR’

Mahmut Yağız Balcı’nın babası Ali Balcı, “Çok acı çekiyoruz. Gidenler kurtuluyor, kalanlara oluyor. Kazaya sebebiyet veren kişinin tutukluluğu devam ediyor. İnşallah da devam eder” diye konuştu. Anne Ela Balcı ise “Birileri yalnızca otomobillerin gaz pedalının olduğunu düşündüğü için çocuklarımız ile vedalaşmak zorunda kaldık.

Trafik kurallarının insanların rahat yaşaması için olduğunun farkına varsın. Bütün otomobiller sürat yapabilir lakin bu trafikte değil; özel alanda olabilir. Ada ile Yağız’a veda ettik. Birçok aile de veda etmek zorunda kaldı. Umarım cezalar daha da yaptırımlı olur. Trafik kazasında birinin vefatına sebebiyet vermenin, birini öldürmeye muadil olduğunun farkına varırsa beşerler, daha temkinli olur. Bugün arkadaşları, sevenleri, herkes burada, onlara minnettarım. Allah hepsinden razı olsun” halinde konuştu.

‘ZAMANIN VE HAYATIN DURDUĞU YERDEYİZ’

Ada’nın annesi Sevim Kayahan ise “Zamanın ve hayatın durduğu yerdeyiz. Ruhlarımızı 1 yıldır, sessizliğe gömüyoruz. Acının tanımı, miladı, son tarihi yok. Sözlerin kifayetsiz kaldığı bir acı. Bir yandan onların olmayışı ile hayata tutunmaya çalışıyoruz. Bir yandan da kanunsuzluk zihniyetine karşı hukuk uğraşı veriyoruz.

Bu hukuk çabasının sonucu öteki canların yanmamasına, caydırıcı, tesirli bir karar olarak hayata geçer. Bu süreçte herkes yanımızda oldu. Bugün de anma merasimi düzenleyeceğimiz yerde, yanımızdalar. Dileğim o ki hiçbir çocuk annesinden evvel ölmesin. Kızım Ada’yı çok özlüyorum. Sonsuza kadar kalbimdesin” dedi. Ada’nın babası Murat Kayahan da “Sonuçta hiçbir şey çocuklarımızı geri getirmeyecek. Verilen ceza bizi tatmin etmeyecek. Her gün ölüyoruz. Bundan sonraki süreçte yargının vereceği karar, emsal teşkil eder” dedi. 2 gencin ailesi ve sevenleri, daha sonra mezarlarına giderek dua etti.

]]> https://www.turkhaberajans.com/emekli-olunca-yerlesilebilecek-huzurlu-kasabalar/ Tue, 24 Jan 2023 21:40:20 +0000 https://www.turkhaberajans.com/?p=36089
EYT yasası merakla beklenirken, uzun yıllar uzunluğu çalışan ve emeklilik vakti gelen pek çok kişi yeni başlangıçlar yapmanın hayalini kuruyor. Online otobüs ve uçak bileti, araç kiralama ve otel rezervasyonu platformu Obilet.com emekli olunca büyük kentlerden kaçmayı düşünenler için doğal güzellikleriyle öne çıkan, oksijeni bol, huzurla yaşanabilecek kıyı kasabalarını derledi.2022’nin son aylarıyla birlikte ülke gündemine oturan EYT düzenlemesiyle birlikte milyonlarca kişi emeklilik hayatına başlangıç yapmak için gün sayıyor. Obilet.com, emekli olunca yeni bir hayata başlamak isteyen ve kentten uzakta bir kıyı kasabası hayalini kuranlar için huzur ve sakinlik vadeden yerleri paylaştı.Tarih ve tabiat iç içe: Sığacıkİzmir’in güneybatısında yer alan ve Seferihisar’a bağlı olan Sığacık, son yıllarda artan popülerliğine karşın hala sakinliği ve doğal güzellikleriyle öne çıkıyor. Bir “cittaslow” yani sakin kent olan Sığacık, açık hava müzesi olarak ziyaret edilebilen Teos Antik Kentine de mesken sahipliği yapıyor. Lüks yatların ve balıkçı teknelerinin birlikte demirlediği Sığacık Limanı ile hareketlenen kasaba, her daim ferahlatan rüzgârı ile rüzgâr sörfü yapanların da uğrak adreslerinden biri.  Yaklaşık 3 bin nüfuslu Sığacık, yakın lokasyonlarda bulunan plajları, tarih ve tabiat ile iç içe geçmiş ömrü ile emekliler için de son derece cazip bir hayat vadediyor.Eski Rum köyü: Kozbeyliİzmir’in gizli hoşluklarından Kozbeyli, Yeni Foça’ya bağlı tarihi bir köy. Arnavut kaldırımlı, yokuşlu sokakları, taş meskenleri, üzüm bağları ile 500 yıllık bir tarihi olan bu eski Rum köyü, toprakla uğraşmak isteyenler için de pek çok seçenek sunuyor. Bölgenin sakinleri genelde hayvancılık ve tarım ile uğraşıyor. Denizden vazgeçemeyenler için Eski Foça ve Yeni Foça hayli yakın pozisyonda yer alıyor. Balıkçı kasabası hayali kuranlar için SelimiyeEmeklilik hayali kuranlar için tabiat içerisinde kaostan uzak bir hayat sunan Selimiye Köyü,Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı bir balıkçı kasabası. Bölgeye karayolu ile ulaşımın kolay olmaması, bu cennet köşeyi daha bakir kılıyor. Yat tiplerinin uğrak noktalarından biri olan Selimiye sahip olduğu az sayıda kumsala karşın, berrak deniziyle öne çıkıyor. Kuşadası’nın tabiat mükemmeli GüzelçamlıAntik Çağ’da İyon kentleri ortasında bulunan, Osmanlı devrinde de bir Rum kasabası olarak öne çıkan Güzelçamlı, Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı beldelerden biri. Bir tabiat olağanüstüsü olan Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Ulusal Parkına mesken sahipliği yapan Güzelçamlı, pak denizi ile yaz mevsiminde tatilcilerin de favori adresleri ortasında yer alıyor. Hiç bozulmamış koylar kadar Zeus Mağarası ve Ponionion Antik Kenti üzere tarihi kalıntılar da Güzelçamlı’da emeklilik hayatı yaşamak isteyenleri bekliyor.Yat turizminin beğenilen beldesi GöcekAkdeniz’in incisi Göcek, Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı bir mahalle. 5 bin kişinin yaşadığı bu belde 6 adet yat limanına sahip. Beldenin en kıymetli özelliklerinden biri de geniş bir körfez içerisinde yer alması ve birçok koya sahip olması. Etrafında irili ufaklı birçok ada bulunan Göcek, yaz aylarındaki canlılığa sahip olmasa da kışın da sakin ve denizle iç içe bir hayat sürenlere konut sahipliği yapıyor.Suyun öte tarafı: Samos AdasıBize en yakın Yunan adalarından biri olan Sisam Adası ya da Samos Adası, 45 bin kişilik nüfusuyla Dilek Yarımadası’nın çabucak karşısında yer alıyor. Yunanistan bilhassa bize yakınlığı ve kültürel iştirak sebebi ile Türkiye’den de nüfus alıyor. Ege’nin turkuaz sularına, harika tabiatına sahip olan Samos’a Kuşadası ya da Seferihisar’dan 2 saatlik bir feribot seyahati ile ulaşılabiliyor. Ada iki katlı köy meskenleri, kapalı kalmış koyları ve lezzetli mutfağı ile huzurlu bir ada hayatı isteyenler için de cazip seçenekler sunuyor. Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı